Madem en uzun gece… Meram, ram kökünden gelir demem o ki arzudan türer. Yazı sihirdir ve söz sihirdir. Kelimelerse köprü… Birine ulaşmak için ayaklarının ıslanması gerekir. Hele kendine ulaşacaksan yolun ötekinden geçer. Bu yolun kestirmesi bulunmaz ey sevgili. Kendinden kendine yolculuğunda çölde yolunu yitirmeden, aklını kaybetmeden yolculuğunu tamamlayacaksan birinin gölgesinde dinleneceksin. Doğrusu birbirinizin gölgesinde dinlenip devam edeceksiniz yolculuğa ki yolculuğunuz birbirinizden ve birbirinizledir.. Yürüyüşünüzdür yolunuzu var eden. Ateş böceklerinin gecede bıraktığı izlersiniz sizler. Yalnızken “Mum da benim, pervane de ben, mest-i meyhane benim, âlemin rüsvası benim, divâne de ben.” dersin. Evet divane de sensin rüsva da. Ey mesti meyhane mum da sensin pervane de.
Pekiya Ey yolcu bu ateş neredendir ? Bu uçuşan külller kimin ?
“Yanan benim. Ateş varlığımdandır. Küllerimse yokluğumun nişanesi ve dedikodusudur. Aşk ve cünun beni terk edeli çok oldu. Yoldaşlığım geceye ve ramım bekleyişimedir. Varsa elinde bir parça dahi ateş, durma yak kendini. Ateşinin dumanı göklere ulaşsın da cümle alem dumanını çeksin içine.”